Onunda yuz cizgilerini acayip cok sevdim. Gulec ve cok cana yakin biri, hemen kanim kaynadi… Hakliymisim, gun sonunda beni hayal kirikligina ugratmadi ve cok sevindirdi!
Yanlis anlamadiysam ve hala dogru hatirliyorsam adi Matheo’ymus. Dev gibi bir adam. Kircilli saclarindan 40-45 yas arasi oldugunu tahmin ediyorum. Azeriymis,Iran’da dogmus, Almanya’da buyumus. Basinda durdugu o stand abisininmis. Her 4 haftada bir ayni yerde stand aciyorlarmis. Ekimde gidemem ama kasimda gene gidecegime soz verdim.
Aksanimdan yabanci oldugumu anlayip, nerelisin diye sorduktan sonra ogrendim tum bunlari. Matheo'nun iyi anlasilir Turkcesi vardi. Dile cok yatkin oldugunu soylesede, sasirmadigimi ve daha once Iran'dan gelip, Turkce konusan insanlarla tanistigimi soyledim. Her kelimeyi cikaramasada 3 dilde anlastik ve gun sonunda cok multiculti bir pazarlik yapmis oldum :)
"Sukran!" dedim parayi uzatirken. (Eve gelince sozlukten baktim, yanlis soylemisim, Iranlilar sukran degil, motehshakeram derlermis.) Genede boyle demem hosuna gitmis olacak ki benim icin 5 tane daha secti ve onlari bana hediye etti.
Peki neler mi aldim?? Cok eskilerden kalma toplam 10 tane kartpostal ve 2 tane ince metalden cerceve.
Hemen bakalim...
4 comments:
Uuu, ben de bayılırım böyle şeylere. Ne güzel! Müteşekkirim. :)
Muge, cok sergilemek istiyorum bunlari, ama nasil bilemiyorum? Oyle cekmecede durmasinlar, gozumun onunde olsunlar istiyorum...
Bende mutesekkirim, beni okudugun icin ;)
Çerçeveletsene. En azından birkaçını iki tarafı camlı çerçevelere koydurabilirsin belki. :)
oyle olucak galiba sonunda...aklima benimde baska birsey gelmiyor. Hem onlarin miknatislarini kolayca acar , kafam estikce degistiririm artik :)
Post a Comment