Thursday, September 30, 2010

Babami hatirladim...


Suaralar pek sik hatirliyorum bizden 5 yil once ayrilan babami...Insan babasini ve annesini hic unutmaz tabiki ama bugunlerde kendisini sikca bireysel hikayeler icinde aniyorum.

Babamin vefatindan sonra kendimi onun icin cok az aglarken hatirliyorum...Simdi ise ne zaman aklima gelse gozlerim nemleniyor. Bes senede anlatmam gereken cok seyin birikmesinden belki. Bilmiyorum.

Ayrilik yeni koyuyor sanirim. Tam kestiremiyorum. Ozluyorum. Bazen nese bazen de huzunle aniyorum. Ama hep kendisi ile gurur duyuyorum. Canim babam...



Saturday, September 18, 2010

Gunun parcasi


Taaaa Ispanya'dan The Barcelona Tribe of Soulsters'dan gelsin gunun parcasi...Demasiado!




Onlar ermis muradina biz cikalim kerevetine...


M. Mronz ve G. Westerwell




Dun Alman medyasinda mutlu bir haber yer aliyordu. Alman Disisleri Bakani Guido Westerwelle ve uzun sureden beri beraber oldugu erkek arkadasi Michael Mronz yasamlarini Bonn'da birlestirdiler. Bunu akraba ve yakin arkadaslarindan olusan yirmiye yakin kisiyle kutladilar. Bonn'da yer alan serominiden bir fotograf bulamasamda ciftin diger fotograflarina baktigimda her zaman gozlerinin icinin parladigini ve birbirlerine cok yakistiklarini dusunuyorum.

Turkiye'deki yasal durum nasil bilemiyorum (ki sanirim boyle duzenleme bile yok) fakat yurt disinda homoseksuellerin hayat arkadaslari ile yasamlarini birlestirilmesine evlenme gozuyle bakilmiyor. Evlenme (yani ingilizcede ki marriage) sadece heteroseksuellerde olan bir kavram. Homoseksuellerin hayatlarini birlestirme olayina "civil partnership" (medeni ortaklik olarak Turkcelestirebilirim sanirim) deniliyor. Almanya'da "civil partnership" durumuna sahip oldugunuz zaman heteroseksuel ciftlerin yaptigi evlilikteki haklara sahip olamiyorsunuz. Mesela evli ciftler devlete daha az vergi oderken "civil partnership" yapmis olanlar da bu durum soz konusu olmuyor. Ayni zamanda evli heteroseksueller cocuk evlat edinebilirken, "civil partnership" li homoseksuel ciftler evlat edinemiyorlar.

Civil partnership kavrami Almanya icinde cok eski bir kavram sayilamaz. Nitekim Danimarka 1989'da, Iskandinav ulkeleri 1996'da bu uygulamayi halka sunarken, Almanya'da ''civil partnership''in sadece 9 senelik bir gecmisi var. Arjantin, Kanada ve Yeni Zelanda'da 2000'li yillarin ortasinda "civil partnership" i kabul etmis ulkeler.

Isterim ki benim ulkemde de boyle bir yasa ciksin ve homoseksueller hayat arkadaslari ile birbirlerine omur boyu birlikte olma sozu verebilsinler. Ancak sahsi gorusumu soracak olursaniz, yasanin cikip uygulamaya baslanmasindan once, homoseksuellerin rahatca el ele dolasabilecekleri, bu durumdan utanip sikilmayacaklari, partnerlerini ailelerine tanistirabilecekleri bir ortamin olusabilmesi cok daha onemli. Yoksa rahat yasayamadiktan sonra, yasanin cikmasinin pek de bir anlami yok. Sahsi gorusum, bu ortamin olusturulmasi icin homoselsuel milletvekillerinin, yoneticilerin meclis, bakanlik, ozel sirket veya diger devlet kurumlarinda olmasi...En azindan baslangic icin cok buyuk bir adim olacagini dusunuyorum. Insallah Turkiye'de o demokratik gunleri gorebiliriz.

Sevgiler opucukler...





Tuesday, September 14, 2010

Beterin beteri var...



Su postumda Lady Gaga'nin nasil koktugunu hayal bile edemezken MTV muzik odulleri toreninde bu kadinin arkasina onune oturanlar, yada ona odulunu veren Cher et kokusuna nasil dayanabildiler acaba?Ben olsam sanirim kusardim...Iyyyy..tum tuylerim diken diken oldu yemin ederim.
Fotograflar su adresten alinmistir. Tiklayin...


Sunday, September 12, 2010

Saturday, September 11, 2010

Melanie vs. Tuba



Ustteki fotografta Tuba Unsal alttaki forografta ise Melanie Laurent. Aradaki yedi farki bulunuz :) Sizce de cok benzemiyorlar mi?

Dugun dernek davetleri icin arastirma yaparken bulduklarim II...

Evet... Bunlarda gidecegim seromoni icin baktigim ayakkabilar. Favorim 11 numara olsada aslinda evde hem gumus hemde krem renkli gece ayakkabim var. Belki yanlarina kocama birer fiyonk cicek monte edilebilinir. Neyse...Once bir elbiseyi bulalim da gerisi kolay bence.

Dugun dernek davetleri icin arastirma yaparken bulduklarim...

2 ve 3 numaralar favorim. Ancak 2 numara Lanvin ve gayet pahali. Giymeden, uzerinde nasil durdugu denenmeden internetten siparis verilmesi resmen cilginlik. 3 numara ise sudan ucuz ama bence onunda dikislerinin-kalibinin dandik cikmasi cok olasi...Durum boyle olunca pasa pasa dukkanlara girilip haril haril elbise bakilacak...Suaralar ucuk pembe ve pudra rengine takmis haldeyim. Su polyvore'da insanin gozunu oyle bir aciyor ki anlatamam. Simdi ben su asagida begendigim tarzda birseyler bulamazsam cidden uzulucem. Resmen agzimiza bal caliyor :))

Wednesday, September 08, 2010

Sanatci bu resminde kac kilo et kullanmistir?



Bu kapak, Vogue Hommes Japan'in ekim sayisi icin Terry Richardson'in makinasindan cikmis. Gaga "Steak Bikinisi" ile bir kez daha PETA'yi (The People for the Ethical Treatment of Animals) karsisina almis. Artik giysisi kalmadigindan midir, yoksa eti bol buldugundan mi bilinmez...Ama gene ses getirdigi kesin.

Bayan Gaga'yi hic sevmem. Politik gorusu, arkasinda bulunan grup, vermek istedigi mesajlar, kullandigi gereksiz semboller...Genede izlemekten, izlerkende sinir olmaktan kendimi alamam.Bir takim "love to hate" durumu benimkisi. Tabi ki benim sevip sevmemem sonucu degistirmeyecek. Hayranlari bu kapakla Gaga'yi gene yerlere goklere sigdiramayacaklar. Ancak aklima takilan bir soru var.

Acaba Gaga bu fotografta kac kilo et kullanmistir ve cekimlerde de o etler nasil kokmustur?

Tek kelime ile igrenc!