Saturday, November 27, 2010

The American


Father Benedetto: You're American. You think you can escape history. You live for the present.
Jack: I try to, Father.

Friday, November 26, 2010

Mutluluk...


Bir bardak sicak kahve, sevgilinin hazirladigi kalpli mangolu dondurma, sicacik yanan bir kalorifer, manzarada azar azar serpistiren kar, bilgisayarim, yapmaktan mutluluk duydugum odevlerim, aksama bekleyen arkadaslar...
Bir insan mutlu olmak icin daha ne isteyebilir???

Wednesday, November 24, 2010

there must be more to life than this...

Kendisini gunun anlam ve onemini belirten bu sarkisi ile aniyoruz...


why is this world so full of hate
people dying everywhere
And we destroy what we create
people fighting for their human rights
but we just go on saying c'est la vie
So this is life

There must be more to life than killing
A better way for us to survive
What good is life, if in the end we all must die,
there must be more to life than this

There must be more to life than this
there must be more to life than this
i live and hope for a world filled with love
Then we can all just live in peace
there must be more to life, much more to life,
There must be more to life,more to life than this

Kirmizi, deri, orgu canta...


Kirmizi, deri, orgu canta, Oscar de la Renta'dan. Ben taptim kendisine...Lacivert/siyah lycrali bir pantalon/sort ve beyaz bir tshirt/gomlekle, hayat kurtarici oldugunu dusunuyorum. Seviyorum boyle parcalari...

Marion Cotillard vs Senay Gurler



Christian Dior reklamlarinin yeni yuzu olan Marion Cotillard bu resimde Senay Gurler'i andirmiyor mu?Yoksa ben mi sacmaliyorum? :)))


Gasoline Glamour

Kaba ayakkabilara tahammulum yok fakat cok farkli olduklari kesin...Ilginlenenler icin Gasoline Glamour uygun adres. Ancak alisveris kurallari cok siki. Degistirme olayi filan yok. Afra tafra yani :) Genede aksesuar ve elde patlamayacak urunlerine ozellikle gotik bayanlar ilgi gosterebilir...Ben almam alana da mani olmam :))






Monday, November 22, 2010

Chip 'N' Dale

Cocuklugumun en sevdigim karakterleri Chip & Dale...Yillar sevgimden alip goturmemis meger :)) Dun aklima geldi, youtube'dan acip acip izliyorum.Size de iyi seyirler.


Friday, November 19, 2010

Alber Elbaz

Lanvin icin olup bitip bayiliyoruz degil mi??? Ama bu goruntusu ile Alber Elbaz bize saka mi yapiyor??Kimse bana "Ay cok karizmatik..." filan diye gelmesin valla pencereden atlarim :D Nitekim bu goruntusu ile Lord of the Flies'in Piggy sini hatirlatiyor...Markanin ve Elbaz'in amaci acaba ne olabilir, cok merak ediyorum.

Kalbim bu iki parcada kaldi...

90-60-90 bir arkadasimda gormustum... Siyah, stretch, simsiki, bogazli, incecik ve ipeksi bir triko altina kustuyunden yapilmis simsiyah bir etek giymisti...Altina siyah corap ve klasik model CL'leri ile ben dahil partideki tum kizlardan 100 uzerinden 100 almisti...Zaten her kosulda cok alimli, minyon, her giydigini yakistiran biriydi.

Olsem boyle bir model giyemem...Tarzima,vucut yapima ve karakterime uymayan bir stil...

Ama bu durum yinede, Mango'da gordugum etek uclari tuylerden yapilmis elbiseyi denememe engel olmadi tabi :)))




"O sirik gibi boyunla susam sokagindaki minik kusa dondun" dedi, cok yakin bir turk arkadasim...

Elbiseyi, etekteki tuy detayini cok sevdim ama gercekci olmam, trendlere kendimi kaptirmaman, basenlerimi daha da buyuk gostermemem lazim :))) Aldigim gibi askisina asip yerine biraktim.

Aklimin kaldigi ve almadigim ikinci parca ise Vivienne Westwood'un Boudair adli parfumu...Bunu da deneyip oldugu gibi yerine biraktim:((( Zira evdeki parfum sayisi kucuk capli bir parfumeri ile yarisacak vaziyette. En icler acisi nokta ise, kimi parfumlerimin rengi degismeye baslamis...Iclerinde 2-3 senelik olanlar var. Tende biraktiklari etki, test ettigim kadariyla hala ayni fakat cok cabuk tuketilmesi lazim...Birseyi bitirmeden atinca benim cok canim aciyor ve uzuluyorum. Kendime 1 sene hic parfum almayacagima soz verdim... Bakalim gorucez :)



Sunday, November 14, 2010

Aycicegi...

Yer Almanya'nin en buyuk tren istasyonlarindan biri...
1 saat boyunca aktarma yapacagim treni beklerken, Bilgisayari cikarip sevgilimle yazismak istiyorum. Baglanabilecegim bir internet agi ararken, bilgisayarim bana asagidaki ag isimlerini siraliyor...




Guluyorum ve baglanabilecegim bedava bir ag bulamayinca telefonumla internete baglaniyorum...

Bir erkegin delirdigi an...


Eve bir haftada 6. defa kozmetik magazasi poseti ile girdiginizi gordugu andir...

Wednesday, November 10, 2010

Yemelik...

Cicek detayi ile beni benden alan pembeli morlu, Radley cantalar...Omza takilmalik degil, gece alinip yaninda yatilmalik, sevmelik, koklamalik...






Tuesday, November 09, 2010

Atomizer sise


Bugun bir alisveris merkezinde gordum bu siseyi, tam parfum sanmistim ki aslinda icinde vucut icin incecik simler varmis. Vucuda surulen simle, piriltiyla cok isim olmaz ama atomizerli siselere bayilirim. Bu siseyide cok sevdim. Hem ucuk pembe, hemde sikildiginda "pis-puff" sesi cikaran bir atomizeri var. Bu urunu kullanan, sisesinide atmak isteyen varsa bana yollayabilir :D Saka tabi :p

Monday, November 08, 2010

Sertab erener...

Sertab Erener...Yaptigi muzige ve sesine birsey diyemem zaten benim haddim degil...Ama son klibinde amiyane tabiriyle "Yikiliyor!!!"...Orasini burasini acmadan "Seksi ve cekici nasil olunur?" un dersini vermeli. Yaslandikca guzellesen, olgunlasan, sarap gibi kadinlardan olacak belli ki.

Klipteki durusunu, stilini herseyiyle cok sevdim. Boyle devam eder umarim...





Sunday, November 07, 2010

Doktora ve kadir inanir

Iste bu videoda yerlere yata yata guluyoruz...

Ozellikle 0:46 sn de ki arka plana dikkat. Universite'nin pekcok farkli fakulte ve anabilim dalinda gecen 8 senelik kariyer hayatimda ben boyle bir atom fizigi laboratuvari gormedim ya, yazik benim doktora yaptigim yillara :D Perdeler, gunesli saat, hali, cicekler, vazo ve sandalyeler...Sanki laboratuvar degilde, yonetmenin evi gibi. Arkadaki valizli eleman neyin nesi? O fizik kitaplari oyle hop deyince valizle kalkmaz ki...

Farkettiyseniz mini etekli kiza hic deyinmedim bile...

Herkese iyi pazarlar!


Wednesday, November 03, 2010

Unutmak uzerine

Eski bir dostu gordum az once istasyonda.

Cok degil, 2 sene oncesine kadar, sabahin korune kadar omzunda agladigim, kimi zaman beni savunup avukatligimi yapan, kimi zamanda bir hakim gibi hem beni, hemde onu dinleyen, iyi kalpli biri(biriydi!)...

Biliyorum der gibi, gozlerimin icine bakti yine bu gece...

"Toplandigimizda seni de cagiriyorum ama gelmiyorsun. ONLARin burdan tasindigini artik davetlere katilmadiklarini biliyorsun degil mi?" dedi...
"Benim icin ONLAR sokakta yanimdan gecen herhangi birinden farksiz...Artik rahatsiz olmuyorum, gelmememin sebebi benim cok yogun olmam" dedim...Gulumsedim.
"Arada cagirdigimda gel lutfen. Seninle konusmayi, seninle beraber eglenmeyi cok ozledim" dedi.

Gozlerinin icine bakarak tekrar yalan soyledim. "Peki bu sefer soz, artik cagirdiginda gelecegim."
Bir daha ki sefere gene bir istasyonda veya yolda rastlayacagim eski dostuma sarildim. Vedalastim. Eve dogru yururken aklima Elif Safaktan su satirlar geldi...

"Goz dedikleri su hayatta tekmil gorduklerini unutmayi becebilir de, goruldugunu bir turlu cikaramaz aklindan. Sahitler olmasa gecmisini unutabilir insan. Sahitler varsa is degisir. Cunku onlarin her bakisi bir itham varliklari unutmaya engeldir..."

Yasadigim kotu zamanlari ve bana bu zamanlari yasatan insanlari unutmak icin, o anlarda yanimda olan ve duruma sahit olan tum insanlari da unutmayi, kendimi onlardan izole etmeyi, arkadasliklarini kurban etmeyi tercih ettim. Aklimi kacirmamanin, basima gelenleri unutmanin tek yolu buydu.

Soylecegim bu kadar...Icimi dokmek ve aslinda ne kadar iyi yaptigimi birkez de buraya yazarak rahatlamak istedim sadece. Hepsi bu.