Tuesday, December 17, 2013

Female Freedom Has an Expiration Date


Friday, November 29, 2013

Barbecue Smoking Chips

Farkli alkollu iceceklerin saklandigi variller parcalanip grill yaparken atese atilmasi icin piyasaya posetler icinde sunuluyor ve 'Barbecue Smoking Chips' adini aliyor. Barbeku yaparken bu parcalar grile atildiginda, ickiyle terbiye olmus odun kokusunun yiyeceklere farkli bir tat verdigi soyleniyor. Ben bu yaz bunlari deneyemedim, varliklarindan daha yeni haberdar oldum ya, meraktan ölebilirim.
 
Smoking Chipslerin farkli cesitler hakkinda bilgi sahibi olmak isterseniz surdan inceleyebilirsiniz.
Odun, yanma, duman hakkinda daha fazla kimya bilgisine sahip olmak istersenizde bu linki inceleyin. Cok faydali bilgiler var. 
 
Konu grilden acilmisken, sunuda belirtmeden gecemeyecegim, bir barbeku partisinde cok fazla aroma kullanip herseyi asiri soslamak ve ekstra tatlandirmak bana fazla Amerikan usulu geliyor. Grilde pisirileceklerin uygun dozlarda tatlandirip herkesin damak tadina uygun bir sekilde terbiye edilmesini cok daha uygun buluyorum.
 
 

Monday, November 18, 2013

Iyilik eden...

...gercekten de iyilik buluyor. Ben bugun bunu bir kez daha tecrube ettim.

Universite biteli, stajlarimi tamamlayali yillar oldu. Okulumla, stajlardaki amirlerimle, hocalarimla iliskilerimi o gunlerden bugunlere hic koparmadim. Yanlarinda cok guzel gunler gecirdim. Tabiri caizse 'it' gibi calisip  maximum fayda saglamaya baktim, onlarda benden bildikleri hicbirseyi esirgemediler. Onlari hep cok guzel anilar icinde hatirliyorum. 

Referanslariyla, destekleriyle  hayatima yurt disinda yeni bir sayfa acinca, benden sonra yanlarina gelen ve hayali benim gibi yurt disinda okumak/calismak olan ogrencilere beni ornek gosterip isteyenlere hala benim email adresimi verirler. Stajyerlere benimde fikrimi sormalarini isterler. Bu baglamda da kendimi onlarin arasindan hic kopmamis hissediyorum, sanki birgun burda isler kotu gitse Turkiye'de siginacagim bir yer var gibi geliyor.

Hic usenmem, lisans mezuniyetimden bu yana seneler gecmis olmasina ragmen hala benden fikir ve yardim isteyen ogrencilere sayfalar dolusu email yazarim. Arada o emailleri yazarken, basimdan gecen caresizlikleri dusunur, anlatir, empati kurmaya ozen gosteririm. 'Benim imkanlarim genisti ama acaba bana yazan ogrenci ona bahsettigim filanca kitabi bulabilecek mi bulamazsa ne olur?' diye tavsiye ettigim kitabin elektronik versiyonunu bile ekleyip yollamisligim vardir. Aralarindan utopik isteklerle gelen, gercek disi hayallere sahip olanlari da uyarir ne yapabilecegini nasil yol katedebilecegini anlatmaya calisirim. Eger maillerine cevap veremiyorsam ve yazi yazmaya zamanim yoksa o ogrencilerin bana bos bir zaman vermesini ister telefon numaralarini alir ben ararim. Morali bozuklara moral takviyesi yapmisligim karsiliginda 'Seninle yazisirken kendimi acayip pozitif hissediyorum, bu isi basaracagim kesin' diye mailler almisligim vardir. Her insan mesleki anlamda bir noktaya kadar bildiklerini yeni jenerasyonla paylasmali.

Ogrenciligimde Israil kokenli arkadaslarimda  gozlemledigim ve hatta ozendigim ama biz Turklerde gercekten de en cok eksik olan sey bu: Birbirimize, veya bizden sonra gelen genc jenerasyona destek olmamak, onlarin elinden tutmamak.

Hal boyle olunca, tanimadigim insanlara kendi capimda elimden gelen herseyi yapinca, benimde bir sorum oldugu zaman, insanlardan biraz ilgi bekliyorum. Insanlarin beni basindan savmasindan nefret ediyor, umurlarinda olsun ya da olmasin onlari kendi capimda kotu kredilendiriyor, iliskimi sinirli tutuyorum. 

Dun gece kafamin takildigi, sikintili bir konuda, hic tanismadigim, global bir sirkette cok onemli bir pozisyonda bulunan birine mail attim. 'Kendimi kucuk dusurur muyum? En fazla ne olabilir ki?Cevap vermez olur biter...' dedim. Bu sabah,  ise geldigimde posta kutumda insider bilgilerle dolu epey uzun bir cevapla karsilastim. Hemde icinde internetten kolay bulamayacagim,  telefon numaralari ve mail adresleriyle!!! Hatta mailin en sonunda daha fazla sorun varsa yardimci olabilirim diyen, bundan cekinmeyen, sahip oldugu pozisyonun egosunu etkilememis biri!!! Muhtesem!!!!

Nasil mutlu oldum anlatamam! Hatta o kadar sevindim ki sevincten yanlis birsey yazarim diye kendisine hemen cevap veremedim. Utanmasam 'Sizinle yazisirken kendimi acayip pozitif hissediyorum, bu isi basaracagim kesin' filan yazacagim.

Bu dunyada hirsli, sevimsiz ve bosuna oksijen tuketen asalak insanlar hala var ama birsey yaparken menfaatini dusunmeyen, iyi insanlarda var. Ben o insanlari cok seviyorum ve dunyanin onlar sayesinde daha guzel, cekilebilir oldugunu dusunuyorum. 

Thursday, October 31, 2013

Banyo


Odalarda kullandigimiz vitrin, komodin ve benzeri mobilyalarin ayni yukaridaki gibi banyo veya mutfak gibi yerlerde kullanilmasina bayiliyorum. (resmi surdan asirdim)

Yukaridaki banyoda cerceveleri, eski komodini, masa lambasini cok sevdim. Ben olsam (eger yer varsa) boyle bir banyoya bergère koltuk ya da  sik bir ottoman da eklerdim. Boylece cilt bakimi, maske vs. yaptigim zamanlarda oturma odasinda beklemez banyoda bekler dergi filan karistirabilirdim. Kucuk ama cok sik bir detay olurdu bence.

Banyoda en sinir oldugum sey, banyo aynasinin arkasinda kocaman hantal bir dolabin olmasi. Benim banyo aynam da ayni yukaridaki gibi, duz, buyuk, ince ve arkasinda hicbirsey yok. Boyle bir ayna banyoyu acayip ferahlatiyor. Evet, belki elimin altinda olmasi gereken cabuk tuketim ihtiyaclarina hemen ulasamiyorum ama genede cekmeceyi acip onlari cikarmaktan usenmiyorum. Banyoda hantal zevksiz bir dolaba sahip olmaktan bin kat daha iyidir bence.

Banyolarda sevdigim diger hos bir ayrinti ise, (eger dekorasyonla dengeli bir sekilde kullanilirsa) kalayli bakir hamam aksesuarlari. Icine sabun veya herhangi birsey yerlestirilebilecek bakir hamam taslari, islemeli osmanli bakir sabunluklari hem cok sik buluyor hemde Anadolu kulturumden bir parca olarak goruyorum.

Banyolarin vaziyetleri Almanya'da da Turkiye'dekinden cok farkli degil. Eger bir villaya tasinmayacaksaniz veya evinizi kendiniz yaptirmiyorsaniz yukaridaki gibi ferah bir banyo bulabilmeniz cok cok zor. Ben burda ev bakarken kapisi tam acilmayan, kapinin arkasina lavabo konulmus banyo bile gordum. Banyonun penceresi bile kapinin acilma araligindan daha buyuktu. Olurda eve overweight bir misafir gelirse, misafiri once bahceye cikarip ancak pencereden banyoya sokabilirdim.

Kisa zamanda yeni bir eve tasinacagiz...Bu postu yapmamdaki sebep su...'Sevgili Evren, karsimiza buyuk, duzgun seramikli banyosu olan, guzel bir ev cikar!!!'

Friday, September 13, 2013

Saffiano leather



Bu saffiano deri dedikleri sey yaklasik 2-3 seneden beri moda. Ben  ilk Prada cantalarda gordum, ne yalan soyleyeyim ilk gorusumde cok hosuma gitti. Mat uzeri minik minik cizgili, dokulu bir deri cesidi. Sonra herseyde oldugu gibi onunda suyunu cikarmayi basardik. Sirasiyla tum markalar bu deriyle birseyler kullanmaya basladilar, hizli tuketim markalari bu deriye benzer plastik urunlerle karsimiza ciktilar ve sizi bilmem ama bana artik gina geldi. Ilk gordugumden mi nedir, Saffiano deriyi sadece Pradalarda yakistiriyorum. Kendime aldigim Dkny pudra renkli clutch icin ise cok pismanim, elimde cok ucuz durdugunu dusunuyorum. Yeni moda olmus birseyi ilk cikaranlardan takip etmek gerekiyor bence...Turevleri cogaldigi zaman elde ucuz durma ihtimali artiyor ve bir sekilde  is taklide giriyor. Sahsi fikrim budur.

Thursday, September 12, 2013

How to take the perfect selfie?

Bugun sacma aktiviteler konusunda adeta master yaptim, sinif atladim. Aslinda boyle biri degilim ben...Saatlerce mantikli seyler izleyip enterasan seyler hakkinda konusabilrim. (sunlarida izleyebilirim mesela. Falla pilla :p) Ama bos islerlede ugrasmayi bir o kadar cok seviyorum. Yapim bu :) (Meger bu videoyu izleyen 800.000 kusur kiside benim gibi dusunuyormus)


Wednesday, September 11, 2013

Herkesin bir popisi vardir

Fotograflar cekip sonra onlari unlu eserlerle karsilastirmayi seviyorum.

 Poppy Field (KKT)

Poppy Field at Argenteuil (Monet)
 
 Poppy Field (Monet)


 Poppy Field near Vetheuil (Monet)







Paşabahçe Kolonya Çay ve Kolonya Mimoza

Eve gelen Turk misafirlerime ironi olsun, kendilerini Turk evinde hissetsinler diye mutlaka lavanta ve limon kolonyasi bulundurur geldiklerinde de ikram ederim. Bunun hakkinda epey uzun muhabbetler cevirmisligimiz,  dudagini bukerek 'Kalk kizim misafire kolonya ver' diyen aile buyuklerinin taklidini yapmisligimiz vardir.  

Yukaridaki Cay Kolonyasini Paşabahçe'den aldim. Ev misafirden dolup tasmiyor ya, evdeki kolonyalar yeter, kucugunu alsam yeterli olur dedigim kolonyanin bildigin hastasi oldum. Kucuk boyu cantama da kolay sigidigi icin devamli tasiyor kafama estikce cay kolonyasi kullaniyorum.
Cay kolonyasi ile birlikte birde Mimoza kolonyasi aldim. Onu da cok seviyorum ama Mimoza, Cay kolonyasina gore daha agir ve ferah bir his vermiyor.  Cay bitince Mimozayi kullanacagim. Misafirlerde lavanta ve limonla idare etsinler :)