Monday, November 02, 2015

Kelaynak

Bugun en son 5 sene once gordugum ikinci dereceden bir akrabamin, bir dergah seyhine internette yazdigi övgüleri ve seyhe "Sultanim" diye hitap ettigini gordugum andan itibaren kendime gelemedim. Tam bunu anneme bildiriyordum ki, annem, torun-torba sahibi yakin bir arkadasinin 32 senelik evliliginin gazetelere duserek kotu bir sekilde son buldugunu anlatti.

Ikimizde bugun duyduklarimiza ve okuduklarimiza cok uzulduk ve aslinda cevremizdeki hayatlarin ne kadar anormal bir hal almaya basladigindan sikayet ettik. Insanlarin yasamlarinin ne kadar uclarda (ayrilirken gazetelere cikmak veya degahlarda gezmek gibi)  olduklarina dikkat cekerken anneme bizim mi, yoksa disarida gordugumuz insanlarin mi hayatlarinin normal oldugunu sordum.

Annemse, bizim gibi dusunenler/yasayanlar icin kelaynak kusu benzetmesi yapti. Aralik ayindan beri cevremizden aldigimiz haberler o kadar gariplesti, annemle oturup ciddi ciddi "acaba bizde mi bir bozukluk var?" diye dusunuyoruz.

Normal kime göre neye göre normal tabi ki bilmiyoruz ama tanidik bir yuzun gazetelere o sekilde cikmasina anlam veremiyoruz. Paylasilamayan ne olabilir...Ne gerek var onca rezalete...





Thursday, October 29, 2015

Sosyal Medya

 
Bu sabah 08:40 da is mailime calistigim 'plant' in yöneticisinden söyle bir mail geldi.
 
'Arkadaslar bildiginiz gibi ekibimiz gecen hafta filanca ülkede x fuarindaydi. Lütfen kendi sayfanizda bu fuarda kurdugumuz standi paylasin ve like edin'
 
Ben bir Alman'in böyle bir mail gondermesine dumur olmusken, aklima su geldi...
 
Eskiden cocuklar parka veya oyun alanlarina gittiklerinde, diger cocuklarin arasina giremez ve oynanan oyuna katilamazlarsa annesi cocugun elinden tutar, '...hadi bu arkadasinizi da oyuna alin ve sevin derdi'...
 
Iste bu sabah ki mail bana bunu hatirlatti...
 
Hatta mailin sonunda 'Elalemin firmalarinin sayfasini seviyorsunuz da bizim sayfamizi neden sevip paylasmiyorsunuz?' gibi bir hissiyata bile kapildim desem yeridir...
 
 
 
PS: Bundan sonra blogdayim...Kendime sene sonuna kadar hergün bir yazi koyma gibi bir hedef belirledim ...Bakalim becerebilecek miyim? Zaten elimde o kadar cok draft var ki. Yazip yazip yayinlamamisim...Onlari bile koysam hergün bir yaziyi rahat rahat cikaririm.
 
Hala blog okuyan var mi bilmiyorum ama burasi benim eski dostum. Eski dostlar uzaklassa bile gene kaldiklari yerden dostluklarina devam edebilirler... Ederler degil mi? Ederler?
 





Wednesday, October 28, 2015

Ergen Muhabbeti...



Bu adami James Bond oldugu icin degil, normalde de tipsiz ve serseri sarisinlari cok sevdigim icin seviyorum. Yuzu asimetrik, gri gözlü, kemikli suratli sarisin erkekler bence cok cekiciler.

Iste bu yukarida saydiklarim bakimindan bu adami da tas gibi buluyorum. Karisiyla da  bence cok yakisiyorlar...

Yasim 30+... Ama ettigim muhabbetle 15 sene öncesine geri döndüm...Ben kendimden tiksindim, siz sayfayi kapatip gitseniz yeridir...

Sunday, August 16, 2015

Karma

Tam 6 yil sonra birseyi ogrendim:

Yuva yikanin yuvasi olmazmis.

Sevgilimi elimden alan yakin arkadasim ve eski(!) sevgilim tam 6 yil sonra ayrildilar. Bana da hatira olarak 3,5 senelik goz yasi, ve bozuk para gibi kendi cikarim icin kullandigim masum bir insanin ahini biraktilar...

Ayrildiklarina sevinmedim elbet, cunku son 3 seneden beri onlari artik onemsemiyordum.

Ama sunu gormek icimi rahatlatti: karma denen birsey var, sen ne yaparsan karsiliginda da hayattan onu geri aliyorsun.


Tuesday, July 28, 2015

Gü London Hazir Tatlilari

Ben Gü London'un yarattigi her tada bayiliyorum. Birkac sene once suflesini alip denemistik, sonra hosuma gitmis olsa bile unutmustum.
 
 
 
 
Suaralar gene taktim. Sadece usendigim icin sufle gibi firinlamak gereken  tatlilarini denemedim. En sevdigim ve favorim ise misket limonlu cheesecake'i. Bir defa diger market tatlilari gibi, plastik kutu icinde degil cam kavanozlarda...Insan eve gelen ani misafire bile gönül rahatligi ile ikram edebilir. Pastane cheesecake'lerini aratmiyor gercekten.  Porsiyonlamasi da cok uygun, bir cam kase insanin icini baymadan, tatli krizini rahatlikla giderebiliyor. Ama keske ikili paketler yerinde daha büyük paketleri de olsaydi.
 
 Severek yiyoruz, Türkiyede varsa kacirmayin, bu iyiligimi unutmayin :)
 
 
 
 

Wednesday, July 22, 2015

Kiko Kiss Lipbalm

Bende hem Tutti Frutti hemde Raspberry olmak üzere Kiko'nun bu iki Lipbalm'indan var. Raspberry'yi kendime cok yakistirmiyorum ama Tutti Frutti elimden düsmüyor. Ikisindende cok memnunum. Yag gibi dudakta kayiyorlar, balm gibi degil sanki ruj gibiler. Su yazimda belirttigim Dior rujlar gibi de hemen bitmiyorlar, pek ekonomikler.
 
Olurda imalattan kaldirirlarsa vallahi cok uzulurum.
 
Turkiye'de Kiko yok sanirim. Ben sadece bir defa gecen nisan ayinda Kiko'ya girip hem bu iki balmden hemde köpük cilt temizleyicisinden aldim. Tüm ürünlerinden cok memnun kaldim. Almanya'da Kiko hep AVM'ler icinde kuruluyor, o yuzden bana cok cazip gelmiyor. Ayagim bir türlü alisamadi.
 
Aman alismasinda zaten. Sadece ihtiyacim olunca su iki balmi almaya gideyim :))) Birseyden de eksik kalayim.
 
 

Tuesday, July 21, 2015

Gereksiz Kadin Kiskancligi

Bir kadin, esiyle, sevgilisiyle -veya hadi genelleme yapayim partneriyle  beraber baska bir kadinla muhabbete basladiginda,  partnerinin koluna yapismamali.

Birincisi, senin belki farkinda bile olmadan yaptigin  o hareket, partnerine bir hakaret. Konustugu her kadina asilacak mi ki adamin kolundan tutup, baska kadinlar yaninda ona daha da sirnasmaya basliyorsun.

Ikincisi parnerine yaptigin sirnasma hareketi karsindaki misafir kadina da bir hakaret. Kadinin isi gucu yok senin partnerini mi ayartacak?

Son olarak, sen aslinda icten ice karsindaki kadini kendini rakip belliyorsun.  Bir insanin egosunu tavan yaptiracak en büyük sey, onun icin bir mücadeleye girdigini görmesidir. Sen sevdigin icin tabi ki mücadele et, ama ortada fol yok yunurta yokken, kendine rakip belleyip ortami germe.. Adam akilli sohbete katil, gül ve pozitif ol.

Bir kadin olarak sunu da eklemek istiyorum, hayatta en nefret verici seylerden biride kiskanc ve kiskandigini belli eden insandir.


Wednesday, June 03, 2015

Badem Ağacı


sen ağaçların aptalı
ben insanların
seni kandırır havalar
beni sevdalar
bir ılıman hava esmeye görsün
düşünmeden gelecek karakış...
açarsın çiçeklerini...
bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
bir güler yüz bir tatlı söz...
açarım yüreğimi hemen
yemişe durmadan çarpar seni karayel
beni karasevda
hem de bilerek kandırıldığımızı
kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
koş desinler bize şaşkın
sonu gelmese de hiç bir aşkın
açalım yine de çiçeklerimizi
senden yanayım arkadaşım
havanı bulunca aç çiçeklerini
nasıl açıyorsam yüreğimi
belki bu kez kış olmaz
bakarsın sevdan düş olmaz
nasıl vermişsem kendimi son sevdama
vur kendini sen de bu güzel havaya
 
 
Aziz Nesin

Wednesday, April 08, 2015

Currently...

Mutsuzum, sismanim, gucum yok, kimseyi sevemiyorum, terk edildim,  hicbirseye  inancim yok, en yakinlarimdan soguyorum, kendimi asagiliyorum, bazen kendimi bocek gibi hissediyorum, bazen benden yuksegi yok. Karacigerim yagli, saglik sorunlarim var. En sevdigim seyleri yapmaz oldum, muzik  dinleyemiyorum, film izleyemiyorum, karsimda yemek yiyen insanlar bile sinirimi bozuyor, ama kimseye sikintimi anlatamiyorum, kimseye derdimi soylemiyorum, herseyi gecistiriyorum.  Tv'de dizilere odaklanamiyorum, spor yapamiyorum.  Is arkadaslarimi iplemiyorum, hicbirsey beni korkutmuyor, sag gozumde bir tik olusmaya basladi. Nerdeyse 1,5-2 senedir, hicbirsey beni heyecanlandirmiyor. Faturalarimi odememisim ve bu gibi olaylarin farkina sadece eve ceza gelince haberim oluyor. Isten sonra yaptigim teksey eve gelip koltuga yigilmak. Bu yasimdan sonra arkami aileme toplatmaya basladim. Dunyadaki en buyuk loser benmisim gibi hissediyorum.
 
Üretim müdürü D. gibi psikopat, tikli, cirkin ve sorunlu bir kadin olacagim.
 
Su durumda yarin kiyamet kopsa hayir demem.

Tuesday, February 10, 2015

Thursday, February 05, 2015

Dior Addict 553 Princess


Son bir seneden beri kulladigim bitirip sonunda da eksikligini hissettigim nadir rujlardan. Bir bu, birde Mac Jubilee siz disari cikmadim son bir senedir. Ikisinide cok seviyorum. Keske Dior 553 daha bereketli olsaydi ve cok cabuk bitmeseydi. Sanirim artik adi Dior Addict 553 Extreme Princess olmus. Bu hafta sonu kesin bakacagim.

Thursday, January 01, 2015

Happy New Year

Hayatimda "wish list" yapmadan girdigim ilk yilbasi. Insanlarin yilbaslarindaki neselerini delice umitlenmelerini ve sevinclerini anlayamiyorum. Gercek misiniz? Yoksa ben mi cok ruhsuzum?

31 Aralikta, 15 saat  (tum gun) yatakta debelendikten sonra, gece 12'ye dokuz kala son hizla en guzel kiyafetlerimi giyip, evde degerli ne varsa takip takistirip, corapsiz bir sekilde kapinin yaninda duran ilk ayakkabiyi ayagima gecirip kendimi sokaga attim. Bunu yaptim cunku annem israr etti. Sacinida tara dedi. Gece 12 ye sokakta girip, 13 dakika sonra eve gelip mal gibi yatmaya devam ettim. Nigerjali kizlar hakkinda birseyler okudum, bir termos kahve ictim. Aksam yemegi menum ise sucuklu- kasarli pide yaninda ayrandi. Bu menuye bir kiz arkadasimla beraber cok gulduk. Hakkinda siyasi sakalar komiklikler yaptik.

Bu sabah erken kalkabilseydim sehir senfoni orkestrasinin yeni yil konserine gidecektim ki, onuda beceremedim. Susan Miller  okuyup, kahve yaptim. Simdide koltukta yatiyorum. Birazdan kalkip evi temizlemem gerekiyor.

Einen guten Rutsch ins neue Jahr!