Eski bir dostu gordum az once istasyonda.
Cok degil, 2 sene oncesine kadar, sabahin korune kadar omzunda agladigim, kimi zaman beni savunup avukatligimi yapan, kimi zamanda bir hakim gibi hem beni, hemde onu dinleyen, iyi kalpli biri(biriydi!)...
Biliyorum der gibi, gozlerimin icine bakti yine bu gece...
"Toplandigimizda seni de cagiriyorum ama gelmiyorsun. ONLARin burdan tasindigini artik davetlere katilmadiklarini biliyorsun degil mi?" dedi...
"Benim icin ONLAR sokakta yanimdan gecen herhangi birinden farksiz...Artik rahatsiz olmuyorum, gelmememin sebebi benim cok yogun olmam" dedim...Gulumsedim.
"Arada cagirdigimda gel lutfen. Seninle konusmayi, seninle beraber eglenmeyi cok ozledim" dedi.
Gozlerinin icine bakarak tekrar yalan soyledim. "Peki bu sefer soz, artik cagirdiginda gelecegim."
Bir daha ki sefere gene bir istasyonda veya yolda rastlayacagim eski dostuma sarildim. Vedalastim. Eve dogru yururken aklima Elif Safaktan su satirlar geldi...
"Goz dedikleri su hayatta tekmil gorduklerini unutmayi becebilir de, goruldugunu bir turlu cikaramaz aklindan. Sahitler olmasa gecmisini unutabilir insan. Sahitler varsa is degisir. Cunku onlarin her bakisi bir itham varliklari unutmaya engeldir..."
Yasadigim kotu zamanlari ve bana bu zamanlari yasatan insanlari unutmak icin, o anlarda yanimda olan ve duruma sahit olan tum insanlari da unutmayi, kendimi onlardan izole etmeyi, arkadasliklarini kurban etmeyi tercih ettim. Aklimi kacirmamanin, basima gelenleri unutmanin tek yolu buydu.
Soylecegim bu kadar...Icimi dokmek ve aslinda ne kadar iyi yaptigimi birkez de buraya yazarak rahatlamak istedim sadece. Hepsi bu.