Senenin ilk iki ayinin bu kadar cabuk gecip gittigine sahiden inanamiyorum. Daha kis depresyonunu atlatmadan 2 haftaya kalmaz uzerime bahar yorgunlugu gelir. O gider, bu sefer yaz rehaveti coker. Yaz rehaveti burda kisa surer, biraz yagmur yagar, sonrasinda yapraklar sararir, dokulur, yagmurlar biraz daha artar. O 3 ayda da ben zaten melankoliye baglarim, bir sekilde sonbahar da oyle gecer. Sonra kendimi kasim ve aralikta 'Oley 2013 geliyor! Yeni yildan cok umutluyum ama...' diye hayal kurarken bulurum. Iste bu sabah takvimde 29 Subati gorur gormez, gunun bende biraktigi tahribat budur.
Wednesday, February 29, 2012
Monday, February 27, 2012
Katzenjammer
Katzenjammer, 2005 te Oslo'da 4 kadin tarafindan olusturulmus, bir muzik grubu. Grup uyeleri multi-instrumentalist olunca albumlerinde de 25 ten fazla enstrumani kullanmalari ve tek bir muzik turune bagli kalmamalari kacinilmaz olmus. Ben grubun 2 albumunu de cok eglenceli bulsamda ilk albumu Le Pop'u sanirim biraz daha fazla seviyorum.
Burda yayinlamak icin youtube izleyicisinin alakasiz bir videosuna fon muzigi olmus, Mother Superior adli parcalarini sectim. Genelde Katzenjammer'e ait videolar konser cekimlerinden oldugu icin Youtube size grup hakkinda ciddi bir fikir vermeyebilir. Ancak siz, genede isterseniz bu adresten tum albumlerine ulasabilir ve parcalarini daha iyi kalitede dinleyebilirsiniz. (Bu vesileyle de Grooveshark'a girebildigimi gorun istedim :D:D Ssst sessiz olun ama bunu kimse bilmiyor :p )
Friday, February 24, 2012
Gereksiz
Thursday, February 23, 2012
Sunday, February 12, 2012
Tuesday, February 07, 2012
Cok severim...
...hem geceleri calismayi, hem de bu paragrafi:
'Bazen evde olur bu mavi. Sabaha kadar oturursun. Saat sana aittir nasılsa, kimse yoktur. Niyeyse oturmuşsundur sabaha karşı, evin ışıkları açıktır. "Artık yatsam mı?" dersin, sıkıla sıkıla. Kalkarsın, evin ışıklarını söndürürsün ve...
Evin içi kararınca, işte o anda camların dışı aydınlanır. Ne sabahtır o an ne de artık gece seni saklamaktadır. Camı açarsın, bir yalnızlık fotoğrafı olursun. Kederli gibi olursun, neşeli gibi ve sanki her şeyi anlar ve her şeyi içine sindirirsin.
Sokağa bakarsın, tepende uçan sabah kuşlarına. Hayret edersin. Bu maviyi ne zaman görsen sanki ilk kez görüyor gibi hayret edersin... Sabah bu kadar mı güzel olur, her seferinde kendine bunu dersin.
Biri varsa hayatında işte o maviyi niyeyse pek görmezsin. Yalnız insanlarındır o mavi, rahat bırak! Sen git yat ısıtılmış yatağa, sevdiğin ayaklarını ısıtsın. Bırak bari bu sabah mavisi yalnızlara kalsın.'
Ece Temelkuran
'Bazen evde olur bu mavi. Sabaha kadar oturursun. Saat sana aittir nasılsa, kimse yoktur. Niyeyse oturmuşsundur sabaha karşı, evin ışıkları açıktır. "Artık yatsam mı?" dersin, sıkıla sıkıla. Kalkarsın, evin ışıklarını söndürürsün ve...
Evin içi kararınca, işte o anda camların dışı aydınlanır. Ne sabahtır o an ne de artık gece seni saklamaktadır. Camı açarsın, bir yalnızlık fotoğrafı olursun. Kederli gibi olursun, neşeli gibi ve sanki her şeyi anlar ve her şeyi içine sindirirsin.
Sokağa bakarsın, tepende uçan sabah kuşlarına. Hayret edersin. Bu maviyi ne zaman görsen sanki ilk kez görüyor gibi hayret edersin... Sabah bu kadar mı güzel olur, her seferinde kendine bunu dersin.
Biri varsa hayatında işte o maviyi niyeyse pek görmezsin. Yalnız insanlarındır o mavi, rahat bırak! Sen git yat ısıtılmış yatağa, sevdiğin ayaklarını ısıtsın. Bırak bari bu sabah mavisi yalnızlara kalsın.'
Ece Temelkuran
Saturday, February 04, 2012
The rubber hand illusion
Vucudumuzun degil belki ama; hayatimizin, kalbimizin, ruhumuzun bir parcasi haline getirdiklerimizin basina birsey geldiginde, kendi basimiza gelmis gibi tepkiler vermiyor muyuz?Iste bu video bana onu hatirlatiyor.
Martha mode on...
Subscribe to:
Posts (Atom)