Tuesday, July 17, 2012

Oneri



Google'in  "Der Kuss" den bir doodle hazirladigini gorup Klimt'in dogum gununu kutlamisken, size BBC'nin hazirladigi "Private life of a masterpiece" belgesel serisinden 'Gustav Klimt: The Kiss' i  izlemenizi tavsiye ediyorum. Belgeseli ya online izleyebilir ya da buradan satin alabilirsiniz. Belgesel, Klimt'in kisiligine,  ilk adi 'The Lovers' olan bu eserin  nasil tamamlandigina, 1900'lu yillarin Viyana'sina (ki o gunlerin Viyana'sini gunumuz Turkiye'siyle karsilastirinca, lafi 'Klimt Turk olsaydi acaba ne olurdu?' ya getirip guluyorum), tablonun verdigi subliminal mesajlara, insanlarin bu tablodan ne anladiklarina yer vermis. Akici ve gayet sade dille anlatilmis belgesel bitince, insan resmen uzuluyor.

1900'lerin Viyana'si demisken, birde su kitapta o yillardan gunumuze kadar, Klimt, Kokoscha, Schiele, Freud vb. pekcok Avusturyali figurden nasil etkilenildigini, bunun insanliga, ozellikle psikoloji ve tipa olan katkilarindan, insanlarin bu sanatcilarin eserlerini nasil algiladiklarindan bahsediliyor. Ben kitabi aldim ancak daha okumaya vaktim olmadi. Hic gormedigim ve bu seneye kadar zerre ilgimi cekmeyen Viyana'ya gitmeden once bu kitabi kesin bitirecegim. Orada gezerken bana daha farkli bir bakis acisi saglayacagini dusunuyorum. Bakalim, gorucez...

No comments: